Çazarez-Nemau

Çazarez'in aklıydı Nemau,
Sarmal bir kapısı, şeffaf duvar yazıları vardı.
Oldu mu bir kez gece, uyanırdı Nemau kara mı kara,
Her anından bir parça ve gözlerinden yaşı almıştı, hepsi o kadardı.
Ne işe yaradığını anlamazdı, Çazarez ona anlatmazdı nedenlerini,
Kapalı bir kutudan fırlayan bir kedi gibi oynardı onunla,
Ne camı açardı, ne de bacayı ki kaçmasın dışarı.
Görmezdi onsuz ne yapıyor Çazarez, bilmezdi karanlığının dışını,
Yalnızca onun sundukları vardı tabağında,
Çazarez korurdu aslında onu, acıma sındı onun kadar canı.
Acı vardı karanlığın ardın da, saklı kalmışlar Nemau ya göre.
Tek çözüm buydu, Çazarez tüm olanları yutmuştu,
İçin için ağlardı Nemau'ya verdiği yaşlarla ama hiç akmadı ondan yana.
Kapısı aşılmaz, camı açılmaz, yazıları okunmaz oda da saklıydı,
Tüm kapanmış gözler kadardı masumiyet ve küstü açık olanlara.
Çok önceydi ölüm, çok önceydi fırtına,
Adı anılmazlara lanet okunduysa da zamanın da,
Artık bir hastane odasın da, insansılardan çok uzakta,
Hareketin aksiyle dost, arada alınan ilaçlarla suskun,
Yatardı Çazarez, Nemau’yla aynı yatakta.
Işık girse de 40 numaralı odanın penceresinden,
Artık hayat Nemau ya sunulan kadardı.
Hiç olmadı başka bir şey,
Hiç oldu yaşanılanların adı,
Kimse bilmedi ne Çazarez'i,
Ne de içinde sıkışıp kalmış Nemau’yu.
Gün oldu, gece oldu, hep zamana meydan okudu Çazarez,
Nemau’nun namusunu korudu, artık yoktu yolun sonu.
Mutluydu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder