Eksik Yazım

Şairin ellerinden döküldü ince bir zevk hikayesi,
Durgun bir suya bırakılsaydı kağıttan kalbi, belki gitmesi için melekler şans üflerdi,
Hilesinden daha şeffaf bir bedende hayata mecbur bir sevgili,
Koltuğundan daha da derine gömülmüş bin akrebin iğnesi etine batmaktayken,
Zehri hayattan soluyor olmak onu masumca gülümsetti.
Bir korkusu yoktu, bir koşulu ya da bir efendisi.
Nabzını sayardı kaleminin her hareketi ve kan kalpten çok onu dinlerdi.
Köpeğin ıslak kokusunu almış bir kedi gibi irkildi.
Aklına gene ölümüne yazmak geldi.
Sevimsiz bulduğu elleri, okunmasına izin vermediği sözleriyle buluştu,
Anlam yükleme bir borç verdi, gövdesinden kopan bir gül başı eflatunla çevrildi.
Birikintilere basmayan her yabancı gibi ıslanmadan geçemezdi,
Zaman geçti, zaman delindi, şair yenildi,
Tüm söylemek istediklerine varacakken, bir kelime geriledi.
İnce bir ses penceresinden girdiğinde, ruhu bedeninde değildi.
Gerisini kimse bilemedi...
Şair gittiğinde zevkleri doldurdu eksilmiş bütün bir evreni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder