Kim Bilmek İster?

Gayret etmelisin yaşamaya,
Nede olsa bilincin var; tasman hazır,
Erdem nedir dense, o sensin; ışıklar altında görünensin,
Lakin ne aydınlık verebilir ne de yansıtır tenin,
Bir araya gelmiş soylu tür çepeçevre sahiptir,
Yürüdüğün yola bile ad verilir sana dair,
Toprak nefes nefese gene de senin için sürülmelidir,
Hayvanlar kaçışır mahşer günü gibi, acısı acın değildir,
Kendini kıstırırsın ya duvardan duvara,
Her şey çevrilmeli ki bilinsin; senindir.
Kim esir? Kimin kaderi var ve kim kefil?
Bir Tanrın olmalı elbet baş harfi kocaman; saygı ardı korkundan.
Yoksa ardında bıraktığını kim temizler,
Kim önünde kucak açmış seni bekler ve kim senin için merhamet eder?
O kadar doldurdun ki aklını zekan kullanılmaz oldu.
Ama kim bana sorunumun çaresini söyler?
Elbette kabulümü örseleyen sistemler…
Gerisini kim bilmek ister?

Yap-Boz

Kanadına cümle buğusu takıldı ve düştün,
Yazdıklarımdan bir soytarı fırladı bak,
Kelebeğin aklı şehrin gerisine saplandı,
Saçlarım ıslak teninde yapışıp kaldı, iyi ki varsın,
Biri çağırır denize, merdivenlerde sevişmesine,
Ötekine el değmez, kendine gelemezsin, sersemsin,
Sabrın nefsinde boyanmış sahte isimle bir resim,
Kim bilir kaça satıldık, kimin fiyatına karar kıldık,
Kimden arttı bu para, kim karışmadı sonrasına,
Resim netleşti, çerçeve büyüdü, insan ötekine bir adım yürüdü,
Kaldırımlar aynı cins taşlarla bezendi,
İnsanlar eklendi birbirine aynı cins diye,
Bir yol ki basamazsın, bir yapı ki kıyamazsın,
Ama bastı insan bir bir kaldırımın taşlarına,
Bol yağdı yağmur sildi tüm izleri,
Unut insanın oğlu, unut bir tek bulutun bildiklerini,
Soyun, yeni güne soyunda ısıt suyunu,
Sokul ısınmış bir kabın içine, etinde su gezinsin,
Hissetme kendini; gevşe, nasılsa biri şarkıda söyler,
Ellerim sınırımdan dışarı, kontrolü elimden alınmış yazılar yazarım,
Şöyle bir uzan ve oku, dinlenirsin, uykun gelir,
Tavrın değişir, paran tükenir, ihtiyaçların azalır,
Değişirsin sende, bir yapbozun parçası olur aklını yitirirsin,
Biri gelir bozar, biri gelir yapar, öteki gelir parçaları toplar,
İnsansan en sonunda bir kabın içinde toplanırsın diğerleriyle,
Kendini bildiğini zannetme, öteki tamamlamazsa seni yansıyamazsın,
Kemiklerin şaşırtmasın, gerçeğin kendisi değilsin,
Kasana kilitle kibritlerini, sakın bitmesin,
Kazandığın tüm zaferlerle sen kesin bu eli kaybedersin,
Hayatın tam aksindesin ve sesini bir sen dinlersin,
Hükmünün bittiği yerde ezilensin unutma,
Tanrına yaslandığın kadar uçurumun eşiğindesin,
Kimse bilmesin, sakın bilmesin, kimse ipin üstündekini görmesin,
Düşenden hiç mi hiç bahsedilmesin…